Відео

konuk mikrofonu için bir plan yapmalısın.

Yalın Alpay, tarihleri çok net bir şekilde hatırlıyor ancak, nezaketen bunları hemen açık etmiyor ve muhabbet sırasında uygun bir zamanda paylaşıyor. Kendisi gerçekten de muhabbet konusunda oldukça yetenekli ve keyifli bir sohbet arkadaşı.

Devrim Hocam. Ankara metrosunda otururken küçük bir not defterine portre eskizleri çizmişliğiniz var mı? Sanırım yaklaşık 10 yıl önce yol boyu sizi sorularımla bunaltmıştım 😅

Güzel bir yayındı Teşekkürler

cok tesekkürler

50:30 hocam zaten oradakilerin etiketi önceden bilinmiyor mu? aksi takdirde trafik lambası istendiğinde, trafik lambası olan veya olmayan bir resmi seçtiğimiz nasıl kontrol ediliyor?

Çok güzel bir sohbetti, emeğinize sağlık.

Varlığınız için Kozmik Plan'a müteşekkirim 😇

iyiler hep amwrikaya gitmis. zavallı ülkem sen burda kal böle..besle büyut gönder..bakalim ne kadar dayanabilicen..kendi insaninin sevmedigii cumhuriyet.

Yalın hocam söylediklerinizde haklılık payı olmakla birlikte aşırı felsefe yapmak sizi uç noktalara götürüyor bence. Fazla mantiksallaştırmak bir noktadan sonra gerçek dışı ve mantıksız konuşmaları ortaya çıkarıyor. Sürekli bir benlik sacilimindan bahsediyorsunuz örneğiniz de hep aynı otobüste farklı davranıyorum işyerinde farklı falan filan. Yani bu örnekler benlik sacilimi denen bir kavrama işaret etmiyor bence. Kavraminiz çok şiddetli örnekler sıradan.

Yaşşaaa 🎉😂

Hocam filmi bu kadar iyi analiz etmeniz harika olmuş. Bence kesinlikle böyle sanatsal yönü olan fillerin hepsini böyle inceleseniz çok faydalı olur ve ileriki zamanlarda bile izlenen videolarınız olur. Ben bu analiz videosunun 20 yıl sonra bile izleneceğini düşünüyorum.

Laf arasında evrim teorisi ile ilgili olarak örnek veriliyor: Hıza karşı evrimleşmiş değilmişiz! Ama yüksekten düşen atalarımız elendikleri için yükseklik korkuları olan bizler hayatta kalmışız. Bunu söylerken ki özgüven, hayret verici. Türkçe'de güzel bir deyim var bu tarz özgüvenli uydurmalar için. Burada belirtmiyorum. Geçenlerde buna benzer uydurmayı bir biyoloji profesörü de yapmıştı. Homo habilis ateşi bulunca yaşlı bireylerin değeri artıryormuş çünkü ateş yakmayı bildiği için tecrübesi öne çıkıyormuş. Bu evrim teorisi zırvalığı böyle desteksiz sallamak için bir altyapı oluşturmuş. Gerçekten tam bir komedi.

Yalın abinin burcu Terazi mi? Balık da olabilir.Bilen cevaplarsa sevinirim merak ettim

bu videonun bana kattıkları: yapay zekanın neden-sonuç kuramadığı, yaptığı tahminleri korelasyonla yaptığı ve korelasyon bulmada bizi fersah fersah aşabildiği ancak bunu nasıl yaptığını denetleyemediğimizi vb şeyler. Teşekkürler yalın bey öğretici bir konuşma olmuş

online atölyenin fiyatını öğrendim çok yüksekmiş , daha ucuz olsa, daha fazla kişi dinlese, daha iyi olmaz mı ?

YALIN ALPAY, SEN iyi ki Türkiye Cumhuriyeti ' nin bir hediyesi olarak varsın ve BİZİM iftihar kaynağımızsin. ATATÜRK ' ün görmek istediği TÜRK GENCİ.....sin. Allah'ım yolunu AÇIK etsin inşallah.

Thanks!

Yalın Bey, çok güzel bir sohbetti. Korgün Hocamıza da çok teşekkürler. UA-cam çölünde (ya da çöplüğünde) böyle güzel içerikli kanallara denk geldikçe insan umutlanıyor. Emeklerinize sağlık.

Peki bunun çözümü nedir hocam

yalın hocam sen tek konuşsan programlarda olmaz mı? senin konuşmandan sonra kim konuşursa sinir bozuyor

çok çokk güzel bir program olmuş. Yalın bey emeğinize sağlık sizi dinlemek müthis güzel.

Çok da önemli değil 😂 lağım suyu kanallarını satıyorlar. İtalya'daki en az sevdiğim yer.

Yalın Alpay’ın dediklerine bence Türkiye’nin farklı ve yeni olana karşı daha yüksek bir direnci olmasının da etkileri olduğunu ekleyebiliriz.

Allah razı olsun bizim için uğraşmışsınız bundan bi kazancınız da yok ama ben bütük yayınlarınızdan çok yararlanıyorum

2712 saniyenin 62 saniyesini Murat abime verdiğin için teşekkürler Yalın abi

Marmaray Yenikapı durağında programı izlemeye başladım. Yalın abimin konuşaması İdealtepe'de bitti. Konuşma süresi o kadar da ideal değil gibi 😮

Saygıdeğer Yalın abim, birazcık da Murat abimin sesini duysak, nur cemalini görsek daha fair bir yayın olmaz mıydı?

Antik Yunanla Modern Demokrasi arasındaki uçurum, çok ciddidir. Şunu bile söyleyebiliriz: Biri doğrudan, biri temsili Demokrasidir. 1945 sonrası Demokrasi ise, halkın istediğini, kendi kendine yapabilme özgürlüğü olmaktan çıktığı bir dönem. Çünkü halk, seçmen olarak yaptığı davranışlarla, hükümete getirdiği partileri/iktidarları, daha sonra hiçbir şekilde denetlenemeyecek bir güçle donatabiliyor. Böyle olduğu zaman da Demokrasi, bir paradoksun içine sıkışıyor. Nedir bu paradoks.? Demokrasinin kendi kendini lağvetmesi. O yüzden 1. Dünya Savaşı ile 2. Dünya Savaşı arasındaki dönemde, halkların kendileriyle uyumlu -kendilerine icat ettikleri, giydirdikleri ya da varsaydıkları kimlikleriyle- ortak özellikler gösteren liderlere, bütün haklarını teslim etmeleri, düşünce ve karar alma mekanizmalarını onlara bırakmaları ve aynı kimlikten olduklarını düşündükleri için, onların arkalarında kesintisiz durmaları. Bu, 55 milyon insan ölümüyle sonuçlanan savaşa götürdü, bütün dünya sürecini. İki tane atom bo*mba*sı, sivil kentlere atıldı; insanlar fırınlarda ya*k*ıldı. Bunları yapanlar kimler.? Halkların seçtiği, meşru hükümetler. Demek ki Demokrasinin, belli kurumlar tarafından denetlenmekten âzâde edilmesi, o zaman, halkların da çılgınlarını baştan, kabul ettik anlamına gelmişti. BU yüzden Demokrasi kendisini, savaş sonrasında, başka bir şekilde konumladı: AZINLIĞIN HAKLARININ KORUNMASI.

Baturay mizahı kadar bilgisi de iyiymiş

İki gün önce izlemeye başlamıştım, ancak bugün tamamlayabildim. Ve özellikle sonlara doğru söylediklerinizi dinlerken, zihnimden sürekli geçen biri oldu. Aslında hayatımda ''gerçek anlamda'' ''nazik'' diyebileceğim tek kişi.. Yıllarca nezaketine hayranlık beslediğim, asla fire verdiğine şahit olmadığım bir kişiydi. Oturması-kalkması, yemesi-içmesi, çocuklara-büyüklere davranışları vs vs.. hiç fire vermeden aynı seviyede akıp gidiyordu. Vefakâr bir insandı.! Tabii bu arada, birebir geçirdiğimiz zaman 3.5 ay gibi bir süreydi. Bir ''eğitim'' ortamıydı. Sonrasında ara ara telefonla irtibat devam etti. Muazzam emek verdiğim bir dosyamı, sonradan almak üzere kendisine bırakmıştım. Birkaç yıl sonra yolunu, bulunduğum şehre ''düşürmüş'' ve belirlediğimiz yerde buluşmuştuk. Bana dosyamı getirmişti. Sıradan bir poşete bile konmamıştı ve dosyam yer yer zedelenmişti. Onları telafi etmeye bile çalışmamıştı. Bahsini edip, özür dilemeye bile tenezzül etmedi. Bakkaldan alınmış (Bunu küçümsediğim için söylemiyorum. Hayatındaki diğer insanlara tutumunu bizzat bildiğim için, ağır geldi) bir paket şekerle birlikte, elime dosyam tutuşturuldu ve yola devam etmeleri gerektiğini söyleyip, eşiyle birlikte çekip gittiler. Az sonra telefonum çaldı (İçlerine sinmemiş olacak.!) Yola devam etmek noktasında fikir değiştirdiklerini, yemek yiyeceklerini söyleyip, beni de çağırdılar. Bahaneler ileri sürüp gitmedim ama, o gün yüreğimde açılan yarayı anlatabilmemin olanağı yok. O günden sonra telefonumdan sildim. * Bir maske olarak nezakettense, gerçekçi bir kabalığı tercih eder oldum. Kendime de bu ''gerçekçiliği'' şiar edindim. Daha samimi geliyor.. Kendilerini herhangi bir anlamda, önemli bir yerlerde görüp, insanlara davranışlarını ona göre belirleyen kişiler kadar itici tipler yok.. Dünyanın en kaba insanı bile onların yanında yunmuş yıkanmış kalıyor. Keşke ''Algernon'a Çiçekler'' okunsa.. Herkes tarafından..

Ses iyi değil malesef

Murat Menteş'in sesi çok kötü geliyor, muhtemelen ceketin içerisinde kalmış mikrofon. Sesin kötü olması odaklanmayı zorlaştırıyor.

Muteber kelimesinin ilk defa cümle içinde kullanıldığını duydum. Teşekkürler Yalın Alpay

İzlediğim en iyi karakter ve yönetmen çözümlemelerinden biri. Teşekkürler

Yalin beyin analizi gercekten dogru.Yaşarken hissedip fakat dile dökemiyoruz

Lütfen Yapay Zeka serisi şeklinde videolar devam etsin çünkü çok geniş bir konu..

Kuşaklar değişirken aslında hayat özünde pek değişmiyor. Daha hızlı arabalara , internete vs sahibiz fakat tanrıyı öldürdüğümüzden beri hayat üzerimize çökmekte. Yüzlerimizin güldüğüne dair emojilere sahibiz fakat içimizde kanayan bir yara var. Hayata bütüncül bir anlam katan dinleri geride bıraktık. İnsanlığın büyük bölümü;sürü veya cemaat bugünlerde din yerine teknolojiye,tekniğe tapmakta. Gerçeğin bu denli hızla değiştiği zamanlarda ne yapmalıyız? Hangi gerçekliğe boyun eğip, içimizdeki parçalanmış puzzle'ı tamama erdirmeliyiz? Hangi gerçeklik vasıtasıyla özne ve nesne arasındaki mesefeyi aşma cesaretini göstermeliyiz? Ayaklarımızı yere bastırabilen ,hayatı bütünüyle kapsayacak bir düşünceler bütünü nerededir? Dünya değişiyor,değişecek. Yazıya geçmiş tüm düşünce eserlerinin sonucu olan dünya hep değişecek ise ,tüm bunlar beyin fırtınasından öteye nasıl geçebilir? İcat ettiğimiz üçgenin, tek boynuzlu attan farkı nedir?

Bir ölçüt örneği: Telefonunu çıkar göster diyen dayı ile zaten telefonla doğmuş bir genç.

Uzun süredir Yalın Alpayı takip ediyorum ve gerçekten türkçeyi bilmeme değen ender sebeplerdensiniz :)

İlk yirmi dakikada varoluşumuza ve kuşaklar arasındaki bu enteresan farklara böyle harikulade bir üslup ve nitelikle can vererek ,zihnimizdeki koca koca kayaları yerine oturttunuz Yalın Bey. Anlam bağını müthiş kurmuşsunuz, müteşekkirim 😊

Teşekkürler ❤

Gençler bir süre sonra ihtiyarlayacaklarını bilseler de bilemezler çünkü ihtiyarlayıncaya kadar geçecek süre onlara göre sonsuzdur

Bence tarımı köylerde erkeklerden çok kadınlar yapıyor. Erkekler kahvede oturur. Kadının sosyal güçsüzlüğünün nedeni eve katkı yapmaması olamaz bence.

Murat beye para toplayıp bir mikofon alalım

SES BERBAT ..

Yaşlılar göçmen konumuna düştükleri için mi acaba kendilerini genç göstermeye çalışıyorlar. Giyim, eğlence, davranış çoğu sonradan görme gibiler. Güzel sohbetiniz için çok çok teşekkürler

Dostoyevski yataginda aydinlanma sureci..💯🧞‍♂️

Gençler üstünde daha tahrip edici etkisi var..

Gerçekten şaşırdım,oidipus karmaşası ve hikayesi fruedun anlatisiyla tam da örtüsüyor, bu hikaye elbetteki annesini apaçık arzulayan birinin hikayesi olamazdi.